17 Ağustos 2009 Pazartesi

Fenerbahçe 3 - 0 Sivasspor


Sezonun Kadıköyde oynanan ilk lig maçıydı. Çoğu kişi tatilden dönmüştü, fakat eksiklikler de yok değildi. Maçtan önce yine Lise GFB olarak erken toplandık, hasret giderdik, makaramızı yaptık. Herşey iyiydi, güzeldi. Memleketinden dönmeyen kardeşlerimiz de olsa, eksikliğe rağmen gelenlerin sayısı az değildi.

Maç öncesi toplanıp yürüyüşe başladık Kadıköy semalarında. Karnımız aç sesleri yükselmeye başlayınca, anlaşmalı yemek yerimiz " Zurna Dürüm'ün " yolunu tuttuk hep beraber. Mideyi dolduran ve açlık hissettirmeyen, makaralarla daha da bir lezzetlenen dürümler yendikten sonra derneğe gitme vakti gelmişti yavaştan. Yemeği yiyen herkeste bir canlılık söz konusuydu, bunu değerlendirmemek olmazdı :)

Yemek salonundan çıkıp toplandıktan sonra, " Genç Fenerbahçeliler " sesiyle inliyordu yine altıyol. Kenan Evren Lisesine kadar bestelerle devam ettik yolumuza. Yeni toplanma yerimizden sonradan gelenleri aldıktan sonra derneğe doğru gidiyorduk. Tribünde bu senenin anlam ve önemini belirten " Efsane Döndü, Eski Yerine, Genç Fenerbahçeliler Maraton Üstte. Mikrofon Değil, Erkek Sesiyle. Koymuşum üçlüsüne, desibeline " bestesini söyledik derneğin girişinde.

Abilerimiz kardeşlerimiz hepsi oradaydı neredeyse. Selamlaştık, özlem giderdik. Maça girme vakti gelmişti. Hep birlikte stada doğru giriş yapıcaktık. Sonunda beklenen an gelmişti, tribündeydik. " İnandık size bu sene " bestesiyle giriş yaptık.

Maç saati yaklaştığında, yeni sezonda tüm tribünün emeğiyle yapılan sopalı bayrakların tribüne girme vakti gelmişti. 10 kardeşimizle beraber aşağıdaydık, bayraklar için. Çok güzel bir atmosfer yaratmıştı gerçekten bayraklar. " Fenerbahçe bayrağının gölgesi bize yeter " dedik. Yeterdi, artardı belki de. Bir anlık değil, ömürlük sevgiydi Fenerbahçe sevgisi. Gönüllere taht kurmuş, kazınmıştı adeta.

Başka bir etken " Sefa ağabeyimizdi. " Herşeyden çok, onunla aynı tribünde olmanın heyecanını uzun zamandan sonra yaşamanın tadı bir başkaydı. Herkesin gözlerinin içi gülüyordu. Abi oradaydı, yanı başımızda.. Özlediğimiz sesinin yankısı, bakışlarının sertliği ile. Herşeyden öteydi Abimiz. Kocaeli GFB'nin de söylediği gibi " Feneri doğuştan, Tribünü senden sonra sevdik Reis ". İnşallah her zaman yerinde, yanı başımızda olursun Reis. Seni bizden ayırmaya çalışanlar utansın, ama bilmezler ki hep beraberiz, kardeşlerin hep seninle.

Maçın ilk yarısının nasıl geçtiğini anlamamıştık, kendimizi kaptırmıştık maçta. Beklenipte gelmeyen gol sinirleri bozmuştu, ama hırs sebebiydi. Herkes daha bir coşkuluydu 2. yarı. Beklenen tribünün geldiği sinyalleri veriliyordu. Telsim'in bizlerle uyumu, umut vericiydi cidden.
Maratonda ki olan uyumu ise kaleme almaya gerek yok, kusursuzdu.

Kazım'ın golünün ardından, Emre'nin korneri maçı koparmıştı. Bizleri de tabi ki :) Maç ve tribün bir şova dönmüştü artık. Yeni transferlerden Dos Santos'un muhteşem " yılın golü " dedirten o pozisyon ve ardından gelen gol 90+1'de fileleri tekrardan havalandırmıştı.

Maç sonunda takımı çağırıp onure ettik, bağrımıza bastık. Helal olsun çocuklar, her zaman böyle oynamanız dileğiyle. En kötü günümüz dün gibi olsun. Bu atmosferin, ortamın oluşmasında pay sahibi herkese teşekkürler.

Haftaya Diyarbakır deplasmanı var, durumlar ne gösterir bilemeyiz ama şimdiden takımımıza başarılar dileriz.

0 yorum:

Yorum Gönder